Cumartesi, Nisan 20, 2024

İlgili İçerikler

Bu hafta gündemdekiler

Veri yönetimi ve veri koruma işletmeler için neden önemli

Veeam-Kursad-Sezgin-globaltechmagazine

Kürşad Sezgin
Veeam Türkiye Ülke Müdürü

İçinde bulunduğumuz dijital çağda şirketler, operasyonel verimliliği sağlamak için robot teknolojiler, yapay zeka (AI), nesnelerin interneti (IoT) gibi teknolojilerden faydalanıyor. Tüm bu BT stratejilerinin merkezinde ise “veri” yer alıyor. Zamanla şirketler verinin önemini daha iyi anlamış olsa da, yöneticiler veri yönetimindeki ve altyapıdaki aksaklıkların şirketlerini ne kadar zor durumda bırakabileceğinin henüz farkında değil.

Bin 500’den fazla küresel kuruluştan üst düzey yöneticinin ve BT karar vericilerinin katıldığı ve şirketlerin veri yönetimi ve veri koruma yaklaşımlarının incelendiği Veeam 2020 Veri Koruma Trendleri Raporu’nda modern veri yönetimi ve veri koruması ana başlığı altında; kesinti süreleri, sürekli çalışırlık ve koruma açıkları, gelişmiş siber saldırılar ve saldırılar nedeniyle oluşan kesinti süreleri gibi önemli alt başlıkları ele aldık. Raporda ortaya çıkan çok önemli bir nokta da; verinin işletmeler için önemli bir unsur olarak kabul edildiği halde, çok az kuruluşun bu dönemin talepleri için gerekli altyapı veya dijital stratejiye sahip olduğunu açıkça ortaya koyuyor olması oldu.

Açıklara Dikkat

Katılımcı şirket yöneticilerine ve BT karar vericilerine önümüzdeki bir yıl içinde en büyük zorluğun ne olduğu sorulduğunda tüm şirketler yüzde 32 oranıyla “siber tehditler” yanıtını verdi. Rapor bölgesel olarak incelendiğinde; Türkiye’nin de içinde bulunduğu Güney Avrupa ve Akdeniz Bölgesi’ndeki şirketler, önümüzdeki bir yıl içinde en büyük zorluğu ekonomik belirsizlik (yüzde 35) olarak görürken, ikinci büyük zorluğu da siber tehditler (yüzde 31) olarak görüyor. Aynı bölgedeki kuruluşlar mevzuat uygulamalarını (yüzde 29) beklenen en önemli zorluklar arasında üçüncü sırada gösteriyor.

Bu zorlukların yanı sıra, birçok işletmenin veri altyapılarında hâlâ temel açıkları olduğu da raporda net bir şekilde ortaya koyuluyor. “Sürekli çalışırlık açığı (availability gap); şirketlerin uygulamalarını ne kadar hızlı kurtarabildikleri ile onları ne kadar hızlı kurtarmaları gerektiği arasındaki fark, tüm kuruluşlarda yüzde 73. Bu oran Türkiye’nin de aralarında bulunduğu Güney Avrupa ve Akdeniz Bölgesi kuruluşlarındaysa yüzde 65 olarak belirlendi. Verilerin yedeklenme sıklığı ile bir kesinti sonrasında şirketlerin ne kadar veri kaybetmeyi göze alabildiklerini gösteren koruma açığında (protection gap) Güney Avrupa ve Akdeniz Bölgesi kuruluşları yüzde 61 oranına sahipken, bu oranın tüm kuruluşlarda yüzde 69 oranında olduğu tespit edildi.

Bu verilere bakıldığında Türkiye’nin içinde bulunduğu Güney Avrupa ve Akdeniz Ülkeleri Bölgesi’ndeki işletmelerin, küresel ortalamadan daha iyi performans gösterdiğini söylemek mümkün. Yine de bu oranların yüksekliği, dünyadaki işletmelerin çoğunun modern veri yönetimi taleplerine tam anlamıyla uyum sağlayamadığını ortaya koyuyor.

Şirketleri Dijital Dönüşümün Gerisinde Tutan Sebepler Neler?

Araştırmaya katılan işletmelere, sorunlarının farkında olmalarına rağmen açıkların devam etmesinin nedeni sorulduğunda, en sık alınan cevap yüzde 44 oranıyla BT alanında yetenek ve uzman eksikliği oldu. Bu oran Türkiye’nin içinde bulunduğu Güney Avrupa ve Akdeniz Bölgesi’ndeki kuruluşlardaysa yüzde 50 olarak görüldü.

Tüm kuruluşların yüzde 39’u eski sistem ve teknolojilere bağımlılık, yüzde 29’u bütçe yetersizliği, yüzde 28’i zaman kısıtlılığı, yüzde 27’siyse üst düzey yönetimin desteğinin olmamasını dijital dönüşümlerinde engel olarak görürken; işletmelerin yüzde 16’sıysa dijital dönüşüm yolculuklarında hiçbir engel görmüyor.

Tüm bu engellere rağmen işletmeler, dijital dönüşümün geleceğe giden yol olduğuna ve önemli fırsatlar getireceğine inanıyor. Katılımcıların yüzde 51’i dijital dönüşümün müşteri hizmetlerinin iyileştirilmesine yardımcı olabileceğine inanıyor. Yüzde 48’i kuruluşların iş operasyonlarının iyileştirilmesinde, yüzde 47’siyse maliyet tasarrufu konusunda dijital dönüşümün etkili olabileceğini belirtiyor.

Dijital dönüşümü oluşturan parametreler ve beklentiler birbirinden farklılık gösterdiğinden, firmaların dönüşümlerinin hangi aşamasında olduğunu ölçmek zor. Yine de araştırma sonuçlarına baktığımızda tüm şirketlerin dijital dönüşüm sürecinin belirli noktalarında olduklarını görebiliyoruz. İşletmelerin yüzde 30’unun dijital dönüşüm uygulamalarının ve planlamalarının erken aşamalarında olduğunu, yüzde 23’ününse dijital dönüşüm girişimlerinin olgunlaşmış ve hedeflerine ulaşma yolunda gerekli ilerlemeleri kaydetmiş olduklarını görüyoruz. Dijital dönüşüm her şirket ve her sektör için farklı şeyler ifade etse de, günümüz dünyasında tüm işletmelerin gelişim göstermek için sağlaması gereken belli başlı standartlar olduğu su götürmez bir gerçek.

Kesinti Süresinin Verdiği Hasar

Araştırmalarımız her 10 sunucudan birinin son bir yıl içinde en az bir kez beklenmedik kesintiye uğradığını gösteriyor. Dijital dönüşüm süreçlerinin hangi noktasında olursa olsun kuruluşların yüzde 95’i beklenmedik kesintilere maruz kalıyor ve bir kesinti ortalama 117 dakika sürüyor. Bu kesintiler ilk bakışta çok büyük ve olağanüstü olaylar gibi görünmese de işletmeler için hâlâ büyük miktarlarda para kaybetme nedeni. Küresel kuruluşlar, verilerinin ortalama yarısından fazlasını (yüzde 51) “yüksek öncelikli” olarak görüyor. Dolayısıyla uygulamalardaki yalnızca bir saatlik kesintinin bile işletmelere 67 bin 651 dolara mal olabileceği tahmin ediliyor.

Tüm bunlar göz önüne alındığında dijital dönüşüm maliyetiyle ilgili birçok endişe yersiz kalıyor. Çünkü sağlam ve modern bir veri yönetimi stratejisiyle sağlanan tasarruf, veri yönetimi stratejisi benimsememesinin yarattığı maliyetten çok daha ağır basıyor.

Bulut Veri Yönetiminin Yükselişi

İşletmelerin benimsemesi gereken en önemli konu, verilerin korunması ve kullanılmasının özünde birbiriyle bağlantılı olduğu gerçeği. Bir işletmenin dijital dönüşüm çalışmalarını, müşterilerine daha iyi hizmet verebilmek veya günümüzdeki zorlukların üstesinden gelmek üzere hızlandırıp hızlandırmadığını Bulut Veri Yönetimi stratejisi belirliyor. Bu durumu daha iyi açıklamak için; Hizmet Olarak Yedekleme (BaaS) gibi bulut yönetim hizmetlerine artan ilgiliyi örnek verebiliriz. Araştırmamızda kuruluşların yüzde 43’ü, önümüzdeki iki yıl içinde bir BaaS sağlayıcısından faydalanmayı planladığını belirtti. Kısaca açıklamakta fayda var: Bir BaaS sağlayıcısı veri güvenliğinizi sağlamakla kalmaz, aynı zamanda ölçeklenebilirlik ve gelişmiş performans da sağlar. Aynı durum diğer birçok bulut hizmeti için de geçerlidir.

Sonuç olarak; dijital dönüşüm yolculuğunuzda nerede olduğunuzdan bağımsız olarak, sürekli çalışırlık ve koruma açıklarını kapatmak şirketler için oldukça kritiktir. Bu sadece bugün daha iyi bir koruma sağlamakla kalmayacak, aynı zamanda geleceğin getireceği yenilikler için de avantajlı bir durumda olmanızı sağlayacaktır.

Teknoloji Makaleleri