Salı, Nisan 30, 2024

İlgili İçerikler

Bu hafta gündemdekiler

Microsoft’taki Dönüşüm ve Bunun Meyvesi: Windows 10

ilke_uygun2

İlke Uygun
Monitise MEA Kıdemli Yazılım Geliştirici

Windows 10’den neler beklemeliyiz? Microsoft’un olağan geliştirici konferansı Build’in ardından en çok konuşulan konulardan bir tanesi, 29 Temmuz’da yayınlanacak yeni işletim sisteminde ne gibi yenilikler beklememiz gerektiği ve Windows 10 ile birlikte Microsoft’un vizyonunun nasıl değiştiği oldu.

Microsoft Build, 29 Nisan – 1 Mayıs tarihleri arasında her yıl olduğu gibi ABD’nin San Francisco kentindeki Moscone Center’da düzenlendi. 5.000’in üzerinde geliştirici, mühendis, iş adamının katılımıyla gerçekleşen konferans 3 gün sürdü. İlk 2 gün yapılan açılış konuşmalarını, 3 gün boyunca onlarca teknik oturum izledi. Özellikle HoloLens, Microsoft Band ve Windows 10 Universal uygulama geliştirme ile ilgili oturumlar yoğun ilgi gördü. Konferansta odak Azure bulut platformu, Office 365 ve yeni Windows 10 işletim sistemi üzerineydi.

Şirketin öngörüsü 1 milyar üzerinde cihazın yeni işletim sistemiyle çalışacağı yönünde. Bu hedefe ulaşmak için Windows 10, 29 Temmuz’da yayınlandıktan sonra bir yıl için ücretsiz olacak ve Windows 7’lere kadar güncelleme imkanı sunulacak. İlk ücretsiz majör işletim sistemi güncellemesi olması açısından sembolik bir sürüm olacak. Burada üstünde durulması gereken en önemli nokta, Windows 8.1/Windows Phone 8.1’le başlayan universal uygulama geliştirme çabasının bir adım daha ileriye taşınarak Windows 10 ile birlikte tüm Microsoft ürün gruplarının [telefon/tablet/PC/Xbox/Surface Hub(şirketler için tasarlanan yeni akıllı toplantı ekranı)/IoT(Rasberry Pi gibi nesneler)] hedef alınabilecek olması. Yani geliştirdiğiniz, yeni adıyla Universal Windows uygulamaları, tüm bu cihazlarda çalışabiliyor olacak ve birinden diğerine geçerken bağlı olduğunuz Microsoft hesabıyla kullanmaya devam etmenize, birine indirip tümüne yüklenmesine olanak tanıyacak. Örneğin Amerikan haber kuruluşu USA Today, 1 saatte mevcut Windows 8.1 universal uygulamasını Xbox’a port etmiş. Kullanıcılara eve gelince telefonlarında kaldıkları sayfadan televizyon ekranında devam etmelerine izin vermesi yeni geliştirme yöntemlerinin kullanıcı tecrübesi açısından ne kadar geniş olanaklar sunduğunu da gösteriyor.

Yeni geliştirme yöntemleri ve porting demişken; konferansta geliştiricileri en çok şaşırtan sürpriz Windows 10 platformuna sunulan köprüler oldu. Bunlar, mevcut Android, iOS, Win32 masaüstü ve .NET Web uygulamalarının Windows  10’a port edilmesini sağlayan projeler olarak tanıtıldı. Özetle, şirket her biri için bir SDK yayınlıyor ve çalıştıracağınız statik kod analiziyle mevcut projenizde nelerin değiştirilmesi gerektiğini (örneğin, Android projenizdeki Google haritalar kullanımını Bing haritalarıyla ya da iOS projenizdeki Apple API çağrılarını .Net eşlenikleriyle) söylüyor. Bu değişiklikleri yaptıktan sonra, kodunuzun “.appx” olarak paketlenip, Universal Windows uygulaması olarak mağazada yer almasına olanak tanıyor. Konferansta gözlemlediğim ilk tepkiler, özellikle .NET geliştiriciler arasında bu radikal değişikliğin olumsuz karşılandığı ve Store’da iOS-Android görünümünde, native hissiyatta olmayan uygulamaların artacağı yönünde. Ama Microsoft, tabiri caizse sevgililerini öldürmeyi göze alarak özellikle mobilde büyük resme odaklanmak ve bu alanda kazanabilmek için kısa vadede bu gibi insanları kaybetmeyi göze alıyor. Başta ben de şaşırmış olsam da şirketin bu kararını, mevcut mobil pazar paylarını göz önüne aldığımda gerçekçi bir yaklaşım olarak gördüğümü söyleyebilirim. Artık SnapChat gibi Windows Phone kullanıcılarının ısrarla talep ettiği uygulamaların geldiğini; banka, hava yolu gibi native olarak geliştirme maliyetini yüksek bulan şirketlerin bu yöntemi kullanarak daha ekonomik bir şekilde mağazada uygulamalarının olmasına olumlu bakacaklarını ve ekosistemin uzun vadede kazanacağını düşünüyorum. Unutmamak gerekiyor ki sadece 3 sene önce müşterilerin hakkında çok fazla fikre sahip olmadığı Android uygulamaları da başta “iPhone as-is” talep ederken; şimdi bir olgunluğa ulaştı ve aynı müşteriler uygulamalarının Material tasarıma uygun yazılmasına özen göstermeye başladı. Sunulan porting imkanları, her ne kadar .NET geliştiricilerini üzmüş olsa da benzer bir dönüşümün uzun vadede Windows’ta da yaşanabileceğinin sinyallerini veriyor diyebilirim.

Mağazadan bahsetmişken mobil ve PC mağazalarının, geliştirici portallarının (dev.windows.com) birleştirildiğini belirtmek gerekiyor. Fakat kurumsal uygulamalar için ayrı bir mağaza olacak, Windows Store for Business. Yetkililer, yapılan bir oturumda özellikle mobilin sadece telefon demek olmadığının üstünde durdular. Eskiden PC-tablet ayrımı yapmaksızın Windows 8’i aynı işletim sistemiyle dağıtan Microsoft, yaygınlaşan ekranı ayrılabilir laptop, küçük ekranlı tablet, 2-in-1 cihazların artışını göz önünde bulundurmuş olacak ki, 8 inç ve altı tüm akıllı cihazları Windows 10 mobil çatısı altında değerlendiriyor ve yeni platformda işletim sistemi ayrımını bu koşulu baz alarak yapıyor. Yani, Eylül sonu, Ekim başı yayınlanacağı konuşulan (henüz resmi bir açıklama yok) Windows 10 mobil, daha önceden 8.x sürümlerinde olduğu gibi sadece telefonlar için olmayacak. Universal Windows uygulamalarının da PC’de boyutu 8 inç’e indiği anda mobildeki gibi gözükeceği bir demo da tanıtıldı. Yani Universal Windows platformu responsive web uygulamalarına yakın bir tecrübe sunacak. Bunlara ek olarak, ikonların aynı PC’deki gibi yapılarak işletim sistemlerinin “yakınsandığı”, telefonu büyük ekrana bağlayınca PC moduna geçmeye olanak tanıyan “Continuum” gibi güçlü bir özellik ve multi-tasking desteği göze çarpan yenilikler arasında bulunuyor.

Konferansta bunların dışında, Office 365 API’ları, stantlarda Windows 10 için daha önceden seçilen 3. parti şirketler ve Microsoft’un kendi içinde geliştirilen uygulamaların Surface, Surface Hub, Xbox One gibi cihazlarda demoları, Rasberry Pi 2 ile Windows 10 uygulama geliştirme labları ve yukarıda bahsettiğim köprüler ile taşınan Android/iOS uygulamaları tanıtılırken HoloLens katılımcıların denemesine sunduldu.,. Ayrıca Visual Studio 2015’teki yenilikler, Mac/Linux için Visual Studio Code adında bir kod editörü de duyurulan yenilikler arasındaydı. Bunlar için de konferans boyunca çeşitli teknik oturumlar düzenlendi. Özellikle HoloLens, çok yoğun ilgi görse de 3 gün boyunca beklenenden çok daha az kullanıcıya, bu heyecan uyandıran cihazı deneme fırsatı verildiğini de belirtmek gerekiyor. Microsoft’un, katılımcılara bu konuda bekleneni veremeyerek onları hayal kırıklığına uğrattığını söyleyebilirim.

Build 2015’teki atmosfere ek olarak şirketin, yeni CEO Satya Nadella ile yaşadığı dönüşüm dikkat çekici. Mottosunu “mobile first, cloud first” olarak belirleyen şirket, özellikle mobil pazarda kafasını kumdan çıkarıyor ve servis şirketi olduğunu hatırlayarak hareket ediyor. Örneğin, Office uygulamalarını iPad için özelleştirerek yayınlaması, MSN uygulama suitini Android ve iPhone için ayrı ayrı sunması, sesli asistan Cortana’nın Android’de de sunulacak olması bu dönüşümün en net örnekleri. Mobil deyince sadece pazar payı dünyada ortalama %3 civarında seyreden Windows Phone’ları değil, daha gerçekçi bir yaklaşımla iOS, Android gibi büyük oyuncuları hedefleyerek uygulamalar çıkarması şirketin 40 yıllık geçmişini daha iyi yansıtıyor. Burada, şirketin ilk Macintosh’lar piyasa çıkmadan önce Apple’la iş birliği içinde Office uygulamaları ürettiğini hatırlatmakta da fayda var. Buna ek olarak şirket aynı dönüşümü; geliştirici seviyesinde ön yüzde cross-platform araçlarını (Xamarin, Apache Cordova gibi) destekleyerek sunucu tarafında ise bulut-tabanlı geliştirmeye odaklanıp Azure’u daha yaygın pazarlayarak, mevcuttaki C#/.Net “know-how”ını tüm stack’te değerlendirmeyi planlıyor.

Şirketin mobildeki dönüşümünden bahsetmişken geçen haftaki işten çıkarmalardan da bahsetmek gerekiyor. Çoğunluğu eski Nokia çalışanı 7.800 kişi, Nadella’nın yolladığı e-posta ile işlerine son verildiğini öğrendi. Popülist kesimler tarafından “Windows Phone ölüyor mu?“ şeklinde yorumlanan bu e-postada Nadella, aslında telefondaki yeniden konumlandırmaya işaret ediyor. Son kullanıcının kafasını karıştıran ve çok keskin çizgilerle ayrılmayan (520, 620, 720, 820, 920, 1020, 1320, 1520) ürün gruplarından vazgeçilip; ürünlerin 3 segmentte toplanacağı belirtiliyor: düşük donanımlı, iş cihazı ve amiral gemisi. Microsoft, belirtilen gruplarda yılda 1-2 cihaz çıkararak bu sadeleştirmeyle hem daha net bir pazarlama stratejisi izlemeyi, hem de kullanıcılara daha anlaşılır seçenekler sunarak kazanmayı hedefliyor. Ayrıca bu sadeleşme, mobili Lumia hegemonyasından çıkarıp diğer üreticilere de Windows 10 telefonlar üretmeye olanak tanıyabilir. Özetle, her ne kadar çalışanların işsiz kalması üzücü olsa da, şirketin artık telefon pazarına daha uygun kararlar verdiğini düşünenlerin sayısı da oldukça fazla.

Son olarak, şirketin özellikle Nadella’dan itibaren dönüşümünde açık kaynağa 40 yıldır hiç olmadığı kadar destek verdiğini belirtmek gerekiyor. Eskiden yazılım dünyasında her bulduğunu lisanslayan, ve monopoliye dönüşürken antipati toplayan agresif yazılım devinin yerini; uyumlu, piyasadaki şirketlere sunduğu hizmetlerle olanak tanıyan, geliştiricilerle kod paylaşan bir şirket alıyor. Önce .Net Core’u 5. sürüm ile açık kaynağa taşıyan şirket, şimdi de GitHub’da yeni C# versiyonunun dizayn toplantılarına kadar kod depolarını açıyor. GitHub depolarının istatistiklerini derleyen GitHut sitesinde C# ilk 10’a girmiş durumda. Microsoft açık kaynağa ek olarak, belki de tarihinde hiç olmadığı kadar geri bildirime önem veriyor. Teknoloji devi, aylardır hem mobilde hem PC’de yayınladığı Windows Insider teknik ön izleme sürümleriyle yeni işletim sistemini ve buna bağlı uygulamaları tanıtmaya; kullanıcılardan aldığı yorumlar doğrultusunda da şekillendirmeye devam ediyor. Insider Hub uygulamasında çok puan alan maddelerin, şirket içinde geliştirme talebi olarak önceliklendirilmesi bunun en somut örneği. Zaten şirket, en başta Start menüsünü eski haline getirip üzerinde ufak değişiklikler yaparak kullanıcı geri bildirimine önem verdiğinin sinyallerini vermişti. Bu radikal değişikliklerle, şirketin özellikle Vista ve Windows 8 ile edindiği negatif ününü azaltacağına kesin gözüyle bakılıyor. Özetle tüm bu yeniliklerin hem geliştiriciler hem son kullanıcılar tarafından Microsoft’u tekrar kitlelerce sevilen bir şirkete dönüştürmesi beklenirken şirket PC sektöründeki hegemonyasını mobile de tek platformda “yakınsayarak” yansıtmayı hedefliyor. Windows 10, belki de önceki hatalarından dersler çıkarmış Microsoft’un umut vadeden bir ürünü olacak.

Teknoloji Makaleleri